Elini Kirletenlerin bu haftaki konuğu Bora Colin. İçerik paylaşma platformu olan Mergen‘in kurucusu olan Bora, bu yazıda bize deneyimlerini aktarıyor.
Bora Colin kimdir, seni tanıyabilir miyiz?
Ben Bora, 12. sınıf lise öğrencisiyim. Hedefim Boğaziçi’nde işletme. Hayat hedefim uluslararası bir firmada üst düzey yönetici konuma gelip önemli başarılar elde etmek. Spor, psikoloji, astronomi ve kişisel gelişime meraklıyım. Sosyal ve girişken bir insanım.
Neden elini kirleterek Mergen Platforma blog olarak başladın? Neyi eksik olarak gördün?
6. sınıfta olduğum civarlarda nedense içimde bir girişimcilik hissi çıkmaya başladı. Kendi ellerimle bir şeyler yapabiliyor olma isteği. Bu nedenle de etrafta, çevremde gördüğüm sorunları ve eksiklikleri aklımda neredeyse birer iş planı olarak tutmaya başladım. Mergen Platformla da (o zamanki ismiyle Genç Bakış Portal), benim ve networkümdeki, aslında gençler arasında alışılmadık konular hakkında, daha küçük bir kesimin beğeneceği konular hakkında yazan ve yazmayı sağlayan bir içerik sayfası, mecra oluşturmak istedim. Çünkü ben de bu gençler arasında alışılmadık dediğimiz, kitle psikolojisi, garip tarih olayları, enteresan edebi eser yorumlamaları gibi konular hakkında okuma yapmak istiyordum.
Elini kirletmiş olduğun projenin hikayesi?
Aslında Mergen Platformunu 6. sınıfta olduğum zamana geri götürebiliriz, o girişimcilik hevesini başladığı dönemlere. Çevremde, İstanbulda gördüğüm sıkıntıları veya geliştirilebilir kısımları (politikaya karışmadan) not edip, haklarında yazı yazardım, farkındalık amacıyla yazardım. Bu kurduğum bloga ve Twitter sayfasına “Çocuk Gözüm İle” ismi koymuştum. Seneler boyunca aktif, inaktif, aktif diye gitti, sonunda bıraktım. 11. Sınıftan önceki yazda da tekrar başlama isteği geldi, ama bu sefer liseye başladığımdan beri okul, kulüp ve takımlarca biriktirdiğim, öğrendiğim süreç ve insan yönetme becerisi vardı. Bu nedenle de ilk defa kendim bir organizasyon kurma isteği başladı. Çoğunlukla tanıdıklardan oluşan bir ekip oluşturduk, alt ekipleri oluşturduk, isim bulup başlama tarihini belirleyip, eninde sonunda yakın arkadaşım Tayfun Oral’ın yazısıyla, “Genç Bakış Portal” olarak başladık.
Başlamadan önce ne tarz zorluklar yaşadın?
Ben şahsen başlamadan önce zorluk yaşamadım, yaşadıysam da heyecandan unutmuş ya da hissetmemişimdir. Gerçek zorluklar sürecin daha ilerisinde başladı. Doğal olarak az bir özgeçmişim olduğumdan çoğu şey bana yepyeni geliyordu. Bazen geri dönüp baktığımda bunu böyle yapsaydım/yapmasaydım daha iyi olurdu diyorum… Deneyimlemenin faydaları işte. Ancak bu zorluklara ve belirsizliklere rağmen yaptığım işten keyif aldım, bu da para kazanma arzusu olmayan, o içimde olan başarma isteği sayesinde olmuştur, sevdiğin önemli olduğunu hissettiğin işi yapmanın önemi bu da.
Hem okul hem elini kirletme projesi nasıl gitti?
11. sınıfta sınavlarıma çalışmak dışında çok fazla ders yapmadığım için boş vakitlerimi bu tür projelere adadım, özellikle Genç Bakış Portal’a. Fakat boş vaktimin olmasının yanında okula gidip gelme de harcanan vakit vardı tabii, eve dönünce de yorgunluk doğal olarak oluyor.
İyi, isteyen ve kaliteli değerleri olan bir ekip oluşturmaya çalıştık başından beri. Birkaç yanlış kararım dışında ben iyi bir ekip oluşturduğumuzu düşünüyorum, bu nedenle de genel yönetici olarak birçok faaliyetimizi beynimin arkasına atabiliyordum.
Şu an lise son sınıftasın, bu alanlarda çalışma yapmaktan zorlanıyor musun?
Üniversite sınavında hedefim yüksek olduğundan bu sene birçok görevimi askıya aldım ve yapmak istediğim projeleri sonraya sakladım. Mergen Platformu’nda ise şu an danışman olarak, gözlemci olarak rolüm var. Her ne kadar kendimi tamamen Mergen Platforma adamak istesem de maalesef 1 sene yapacak bir şey yok. Sınav bitiminden sonrası için çok büyük planlarım var.
Yaşadığın sürecin sana neler kattığını düşünüyorsun?
Gözlemlediklerime göre çoğu insan deneyimin önemini küçümsüyorlar, özellikle Z jenerasyonundaki sorun bu bence. Millet kolayca 20 yaşında uluslararası alanda milyonlarca kazanan şirket sahibi olabileceklerini sanıyorlar. Olamaz mı? Olur, ama insanların beklediği gibi kolay bir şey değil. Ben bunun farkındaydım zaten girişirken ama buna rağmen deneyimin önemini daha da fark ettim. Tekrar söylüyorum, bazen geriye dönüp bakıp “Bunu şöyle yapsam daha iyi olurdu” diyorum; şu an göz kırpmadan alabildiğim bir kararı daha bir sene önce haftalarca üstünde duruyordum. Biraz klişe bir söylem olacak ama ben çevreme çok tembih ederim klişe sözleri de dinlemelerine (çünkü mantıklı olmasalardı, klişe olmazlardı) her geçen gün yeni bir şey öğreniyorum ve bu benim gerçekten ne kadar çok bilmediğimi gösteriyor, bu da beni öğrenmeye daha heveslendiriyor.
Daha spesifik olacaksam, Genç Bakış Portal’da geçirdiğim sürede insanların nasıl çalıştıklarını, neyin onlara önemli olup olmadığını, liderin sahip olması gereken karakteristik özellikleri, sağlıklı ve motive bir ekibin nasıl oluşturulduğunu, ne zaman çizgiyi çekip sertleşmek, ne zaman çizgiyi esnetip yumuşamak gerektiğini öğrendim. İnsanların nasıl çalıştıklarına bağlı olarak da bir projenin nasıl ilerletileceğini, çıkabilecek aksilikleri, gerekli işgücünü (bazen de bu işgücünün bazı durumlarda ürettikleri bahaneleri) ve daha birçok şey ögrendim, öğrendiğim için de çok mutluyum, daha da öğrenmeye de hevesliyim.
Elini kirletmek isteyenlere verebileceğin tavsiyeler neler olur?
Verebileceğim en büyük tavsiye öncelikle bir işe sadece yapmış olmak için değil, gerçekten yapmak istediğiniz için girişin. Herkes dropshipping yapıyor diye siz de girişmeyin mesela.
“Büyük olmak istiyorsan büyük düşünerek başla” sözüne tamamen katılıyorum. Ben her giriştiğim proje ve organizasyonda hep büyük planlar yaparak ve mümkün olduğunca profesyonel, sanki şimdiden uluslararası bir şirketmiş gibi ilerlemeye çalışıyorum. Bu insanlarda önemlilik hissi yaratıyor ve ileride eğer kurumsallaşacaksanız bunu kolaylaştırır.
Klişe bir madde daha olacak ama bencil olmayın, “Ben patronum” tavırlarına girişmeyin. Gereksiz patron tavırları sergiledikleri için organizasyonun saygısını yitiren birçok tanıdığım var. Patron iseniz, patronluğunuzu yapın, sert davranmanız gerektiğinde sert davranın, emir vermeniz gerektiğinde emir verin (sonuçta göreviniz bu) ama bunu bir ayrıcalık olarak görmeyin. Hepiniz aynı gemide herkesin faydasına olacak şekilde ilerliyorsunuz. Yani aslında patron değil, lider olun.
Gerçekten kendinizi verin. Çok basit gibi gözükecek ama millet giriştiklerini kendilerini adamıyor, bir yerden sonra yarım yamalak ilerledikleri için sıkılıp sonra komple bırakıyor. Yapılacak bir iş varsa ve sizin potansiyeliniz onu 10x kalitede 10 yıl sürede yapmaksa, 5x kalitede 20 yıl sürede yaparsanız, kendinize, çalışma arkadaşlarınıza ve organizasyona yazık edersiniz.
Bu istikrarlığı devam ettirmek kolay değil, ama idol gördüğüm Mustafa Namoğlu’nun dediği gibi “Kolay olsa herkes yapardı”.
Koşuya meraklı olduğunu biliyoruz. Yoğun zamanında spor yapmak sana neler katıyor?
Ben uzun bir süre “hafif kilolu” klasında yer aldım. Kısa bir süre de “kilolu” klasındaydım. Bir gün artık bundan bıkıp kendimi spora adadım. İnişli çıkışlı 1.5 sene sonra hiç olacağımı tahmin etmediğim “fit” klasına girdim.
Bu süreç bana istikrarlılığın ve adanmışlığın önemini gösterdi. Hala da mental olarak da fiziksel olarak da gelişebilmek için, sınava hazırlanma tempoma rağmen haftada en az 1-2 kere koşuya çıkmaya çalışıyorum. Kafa dağıtıyor, iyi hissettiriyor. Biyolojik faydalarına hiç girişmeyeceğim bile.
İletişim Bilgileri:
Instagram: @boracolin_
LinkedIn: Bora Colin Gökpınar
Email: boragokpinar@gmail.com
Elini Kirlettiğin Projenin Bilgileri:
wpDiscuz